Donat: Atatürk'ün ıslah projelerine devam edilseydi, bugün et ithal etmezdik

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayata gözlerini yumuşunun 79. yıl dönümünde, savaşlardan yeni çıkmış genç Türkiye Cumhuriyeti'ne her konuda önderlik eden Atatürk'ün 1920'lerde tarım ve hayvancılık politikasında ortaya koyduğu vizyonu aktaran Bloomberg HT Televizyonu Tarım Editörü İrfan Donat, '92 yıl önce Atatürk'ün ıslah projelerine devam edilseydi, şu an et ithal eder durumda olmazdık' dedi.




Bloomberg Ht de Mine Uzun'a konuk olan İrfan Donat'ın açıklamaları şöyle:

''Bir ülke hayal edin; Balkan, Çanakkale, 1.Dünya Savaşı, İstiklal Harbi'nden çıkmış, yorgun, bitkin, nüfusun yüzde 80'inden fazlası okuma-yazma bilmiyor, yüzde 90'ı kırsalda yaşıyor. Yani sonuç itibarı ile elde avuçta yok. Olan tek şey ise umut. 

Atatürk ve silah arkadaşlarının, Cumhuriyet'in kuruluşunda görev alan tüm insanların umudu var ve böyle bir noktada Atatürk, 'Milli ekonominin temeli, tarımdır' diyor. Ziraate dikkat çekiyor. Zaten o dönemde daha sanayi diye bir şey yok. Ama Atatürk, sanayiye giden yolun da tarımdan geçtiğinin farkında ve o yüzden bu vizyonu ortaya koyuyor.

Konuya biraz daha güncel mesele ile bakarsak. Son günlerdeki tartışma konusu 'kırmızı et fiyatları, canlı hayvan ithalatı' hatta 'löp et ithalatı' ve 'fiyatların hem üretici hem de tüketici tarafındaki memnuniyetsizliği'.

Şimdi Atatürk'ün 1920'lerde ki o tarım vizyonuna baktığımız zaman, eğer o dönemde konulmuş olan modeli biz bugün devam ettirebilseydik, ne 'bu fiyatları', ne 'ithalatı' konuşmayacaktık. Tam tersine büyük ihtimalle ihracatı konuşacaktık.

Gelişmiş ekonomilerin tarım tarafındaki konuları; 'tarım teknolojisi', 'Ar-Ge', 'inovasyon', 'ihracatı nasıl artırabiliriz?' yada bundan '20-30 sene sonrası için ne yapabiliriz?'.

Ama biz bu kısır döngüden çıkabilmiş değiliz. Neden? Çünkü Atatürk'ün dönemindeki o vizyonun devamı gelmedi.

'ÖNDER ÇİFTÇİ, ATATÜRK'

Nasıl 'önder öğretmen' diyorsak; aslında Atatürk 'önder çiftçi' de, ta o dönemde Atatürk Çiftliği'ni kuruyor. Osmanlı dönemini baz alırsak, yüzde 90'ı kırsalda yaşayan bir nüfusun en önemli gelir kaynağı tarım. Atatürk, ziraat alanında önemli çalışmalara imza atmış biliminsanlarını ülkeye davet ediyor ve bu çiftlikte orta-uzun vadeli 'bugünün şartlarında neredeyiz, önümüzdeki dönemde ne yaparız?' diye plan-programlar yapılıyor. Yani aslına bakarsanız; bugün yapmamız gerekenler, o dönemde yapılmış.

Şöyle de bir not düşeyim; Atatürk Araştırma Merkezi'nden aldığımız verilere göre ,Milli Mücadele döneminde toplam hayvan varlığımız yüzde 50 azalmış. 17 milyona gerilemiş. Yani 'yokluk' dediğimiz nokta da.

1925 yılına dikkat çekmek lazım. Çünkü o dönemde tarım politikaları açısından bir kırılma noktası var. Genç Türkiye Cumhuriyeti için önemli bir dönem. Çünkü diğer ülkelerde de hayvan ıslahında önemli çalışmalar yapılıyor. Atatürk bu çalışmalardan haberdar ve o biliminsanlarını davet ediyor. Hatta Macaristan'dan ıslah edilmek üzere simental ırkı sığır geliyor. Dikkat edelim, 1925'ten yani 92 yıl öncesinden bahsediyoruz. Eğer o çalışmaların devamı gelseydi, biz bugün bu konuları konuşuyor olmazdık yada milyarlarca doları dışarıdan canlı hayvan ithalatı için, et ithalatı için kullanmazdık.

Çünkü bugün siyah, beyaz renkteki ırk olarak bilinen 'Holstein ırkı' üzerinde Türkiye yoğunlaşmış durumda. Atatürk'ün 92 yıl önce getirttiği 'Kombine ırk' diye bilinen simental ırkın özelliği ise hem süt hem eti dengeleyebilen bir hayvan ırkı olması.

Bizde de biliyorsunuz, son yıllarda kırmızı et açığımız son derece arttı. Bu yüzden bugün bir çok üretici simentala doğru kayıyor. Yani bugün Türkiye'nin konuştuğu 'Holstein'den, simentala geçelim mi?' noktası 92 yıl önce konuşulmuş ve Atatürk, 'Bu ırk iyidir, bunun üzerinde çalışalım, ıslah edelim' demiş.

Bugün o ıslahı yapan bir çok ülke hem kendine yetiyor hem de fazlasını ihracat ediyor. Sadece hayvanı da ihraç etmiyorlar. Spermasını, etini, bir çok ürününü ihraç ediyorlar.

Biz ise ithal eder durumdayız.''




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eliaçık: Kimseye zarar vermeden sen de eğlen helaldir

Diyanet: 9 yaşındaki kadının yanında velisi olmadan da nikahlanması mümkün

Erdoğan'ın Erbakan'a iltifatlarına Nihat Genç'ten sert tepki: Çüş yani yaptıkları ikiyüzlülük, sizde Hoca'yı anacak yüz mü var?